5 Yılda 5 Bin Öğrenci Projesi...
Başbakan Erdoğan:""Son 7 yılda 734 bin 784 bilgisayarı okullara kazandırdık"
AK PARTi Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir'de, Batman'da, Yozgat'ta, Kırklareli'nde, Mardin'de, Şırnak'ta, Hakkari'deki üniversitelerin, bu şehirlerin umudu, vizyonu haline geldiğini belirterek, ''Bu üniversitelerimizde inanıyorum ki oralarda barışın tohumları atılıyor, inanıyorum ki ekonomik hareketlenmenin tohumları atılıyor. Belki bugün değil ama en geç yarın bunlar gerçekleşecek'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının ''Beş Yılda Beş Bin Öğrenci Projesi'' kapsamında lisans üstü eğitim için yurt dışına gönderilecek öğrenciler bilgilendirme toplantısına katıldı.
Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, 41 öğrencinin daha dünyanın en iyi üniversitelerine uğurladıklarını belirterek, Türkiye'de 94'ü devlet, 45'i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite bulunduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, bunların 63'ünün AK PARTi iktidarı döneminde açıldığına dikkat çekerek, artık üniversitesi olmayan il kalmadığını ifade etti.
Bu nedenle göçü de büyük ölçüde önlediğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Yani eğitim sebebiyle yüksek öğrenim için değişik illere göç eden insanımızı, gencimizi kendi ilindeki üniversiteleri seçme imkanını getirmiş oluyoruz. Türkiye'nin 81 vilayetini ziyaret eden bir Başbakan olarak konuşuyorum; en az gittiğim ile 3 kez gittim, sorunları yerinde inceleme fırsatını yakaladım. Anadolu'daki, Trakya'daki bu yeni üniversitelerimiz çok hızlı bir şekilde gelişiyor, ilerliyor, modern eğitim imkanlarına kavuşuyor.
Kırşehir'de, Batman'da, Yozgat'ta, Kırklareli'nde, Mardin'de, Şırnak'ta Hakkari'de üniversitelerimiz bu şehirlerimizin umudu, vizyonu haline geldi. Bu üniversitelerimizde, inanıyorum ki, oralarda barışın tohumları atılıyor; inanıyorum ki, ekonomik hareketlenmenin tohumları atılıyor. Belki bugün değil ama en geç yarın bunlar gerçekleşecek. Bu noktada umutlarım kesinlikle sonsuzdur. Bizim şu anda zaten dünya ile rekabet edebilecek üniversitelerimiz var. Ben inanıyorum ki, yakın bir zamanda Türkiye'nin üniversiteleri dünya ile rekabet etmekle kalmayacak, bu rekabette adım adım öne geçecektir. Çünkü sizler varsınız. Çünkü sizler gibi nice öğrencilerimiz var. Çünkü bizim genç, dinamik, zeki bir genç neslimiz var. Bu üniversiteler bizim eğitim, bilim, kültür ve sanat hayatımız sizlerin sayesinde daha ileri atılımlar yapacaklar.''
''İçine kapalı bir süreç yaşadık"
''İlim, Çin'de de olsa alınız'' sözünü anımsatan Başbakan Erdoğan, ''İlim dünyanın en uzak bir ucunda bilgi ve bilim olsa, onu almak bizim medeniyetimizin de gereğidir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ama biz uzun zaman içine kapalı bir süreci yaşadık bilimde, dışa açılamadık ve dışarıyı da içeriye sokmadık. Dikkat ediniz, 7 yılda 63 yeni üniversiteyi Türkiye'ye kazandırırken, buna itiraz edenler oldu. İşte bu, içe kapanmanın, maalesef, neticeleriydi. 'Binayı, personeli, öğretim görevlisini nereden bulacaksınız' dediler. Biz, her zaman şunu söyledik; 'kaynak Türkiye'dir' dedik. İşte öğretim üyelerimiz burada ama yatırım yaparsan öğretim üyesi olur. Yatırım yapmazsan, öğretim üyesi olmadığı gibi elindekileri de kaybedersin. Çünkü ölüm hak. Bir gün gelecek hocalarımız da tek tek nasıl ölüyorsa, onlar da ölecekler ama yerine yetiştirdiklerimiz var mıydı? Yoktu. İşte biz bu eksiği gideriyoruz. Ve güçlü bir ekonomiyi tamamen Türkiye'ni kaynaklarıyla inşa ediyoruz.''
''Geleceği bugünden tasarlayamazsak, yarınlarımız bizi lanetle anacaktır"
''Bilime yapılan yatırım, pahalı değildir, en ucuz yatırım, bilime yapılan yatırımdır. İşte biz bunu yaptık'' diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin geleceğini de genç nesile yatırım yaparak inşa etmenin sürdürüldüğünü söyledi. Üç, beş yılı değil, gelecek 20, 30, 50 yılı planlayarak bu yolculuğu sürdürdüklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ''Geleceği bu günden tasarlayamazsak, yarınlarımız, gelecek kuşaklar bizi lanet ile anacaktır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şu anda, YÖK'ün bu alanda attığı adımlar var. Master, master öncesi, doktora, doktora öncesi, sonrası öğrenciler için attığı adımlar var. 250 civarında öğrenci YÖK tarafından gönderildi. Aynı şekilde TÜBİTAK'ın yaptığı çalışmalar var. Türkiye'nin tüm üniversitelerinde adım adım sorunları gideriyoruz, ihtiyaçları karşılıyoruz. Üniversiteleri şehirlerimizin umudu haline dönüştürüyoruz.
Bizim şanlı bir tarihimiz var, muhteşem bir geçmişimiz var. hiçbir millete nasip olmayacak bir medeniyet tasavvurumuz var, bir kültür birikimimiz var ama geçmişle sadece övünmek bize bir şey kazandırmıyor. Geçmişin hülyasına takılıp kalamayız. Geçmişteki başarılarımızla yetinemeyiz. Geçmişimizi hiç unutmamak, ondan dersler çıkarmak, tarihi birikim ve tecrübeyi aklımızda tutmak, bizim için önemli bir zenginliktir. Biz geçmişin birikimi üzerine, geleceği tasarlamak, daha ilerilere ulaşmak için gayret göstermek zorundayız. Oradan aldığımız tecrübeyi geleceğe taşımak, oradan aldığımız ilham ve azimle geleceği şekillendirmek zorundayız. Onun için hep geleceğe bakacağız.
Bugün yeni üniversite kurulmasına karşı çıkanlar, yarın inanıyorum ki oradan yetişmiş son derece donanımlı öğrenciler karşısında inanın mahcup olacaklardır. Türkiye çok hızlı bir şekilde büyüyor. Bunu Ankara'da, Türkiye'de kalırsak göremeyiz ama dünyayı gezip dolaştıkça Türkiye'nin ne denli hızlı büyüdüğünü o zaman çok daha iyi hissediyorsunuz. Türkiye, ekonomisiyle, dış politikasıyla, sosyal güvenlikleriyle büyüyor. 7 yıl önce dünyanın 26. büyük ekonomisiydik, bugün 17. büyük ekonomisi haline geldik, Avrupa'nın 6. büyük
ekonomisiyiz. 7 yıl önce milli gelirimiz, 230 milyar dolardı. Henüz bu yılın ki belli olmadı ama 2008 yılı sonu itibarıyla 742 milyar dolara ulaştı. Küresel kriz sebebiyle bu yıl bir düşüşümüz olacak. 7 yıl önce 36 milyar dolar ihracatımız vardı, küresel krize rağmen şu anda geldiğimiz nokta, yaklaşık 102 milyar dolar bu yılın ihracatı...
Yedi yıl önce ekonomik krizlerle, siyasi krizlerle çalkalanan bir Türkiye vardı bugün BM Güvenlik Konseyi'nin üyesi, AB ile katılım müzakerelerini yürüten, Medeniyetler İttifakına eş başkanlık yapan, bölgesel meselelere ağırlığını koyan, G-20 üyesi bir Türkiye var. Yarın çok daha iyi olacak. Türkiye gelecekte bugünkünden daha ileri bir noktaya gelecek. işte geleceğin o muhteşem Türkiye'sinin donanımlı gençlerini bugünden hazırlamak zorundayız, yarın geç olmasın. Eğitimde her türlü imkanı seferber etmek, en kaliteli eğitim zeminine kavuşmak, Büyük Türkiye'nin çalışkan evlatlarını bugünden yetiştirmek zorundayız. Geniş ufuklu bakıyoruz. Umutla, vizyonla bakıyoruz. Bir vizyon koymak zorundayız.
2010 yılı da, sonraki yıllar da Türkiye için milletimiz için başarılarla dolu parlak yıllar olacak. Bütün karamsarlara inat, bütün kötümserlere inat, tüm felaket tellallarına inat, ben Türkiye'yi aydınlık yarınların beklediğine inanıyor, bu azimle gayret gösteriyoruz.''