BAKAN GÜNAY: 70 MİLYONUN KAVGAYA DEĞİL BARIŞA, BAYRAMA İHTİYACI VAR
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nin hükümet politikalarının halka en doğru biçimde yansıtılması ve anlatılması amacıyla düzenlediği ‘Türkiye Buluşmaları’ konferansları dizisinin İstanbul etabı yapıldı.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nin hükümet politikalarının halka en doğru biçimde yansıtılması ve anlatılması amacıyla düzenlediği ‘Türkiye Buluşmaları’ konferansları dizisinin İstanbul etabı yapıldı. İl Başkanlığımızın organizasyonu ile gerçekleşen konferansın ilki, cumartesi günü Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay'ın katılımı ile Ataşehir Zübeyde Hanım Kültür Merkezi'nde yapıldı. Teşkilatlarımızın yanı sıra, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve İstanbulluların katıldığı konferansta Günay, açılım sürecine ilişkin bilgi verdi.
YAPMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ ŞEY İNSANLIK AÇILIMI
Sözlerine, "21. yüzyılın 10 yılını geride bıraktık, yeni bir bin yılın başlangıcındayız. Türkiye'de insanların siyasetten umutlarını kestiği bir dönemde, bu siyasal yaşama itiraz olarak yeni bir siyasal parti kuruldu, Türkiye toplumunun temel arayışlarını ifade eden iki kavram üzerinden yola çıktık, ''adalet'' ve ''kalkınma'' üzerine kurulduk." ifadeleri ile başlayan Günay, "Partimiz bu anlayışla ilerledi ve Türkiye'de siyasetin şimdiye kadarki uygulanma felsefesini değiştirdi" dedi.
Bakan Günay, "Alevi açılımı, Kürt açılımı, Roman açılımı... Yapmaya çalıştığımız şey, bir insanlık açılımı. Aslı da bundan ibaret. Hepimiz aynı yaratanın kullarıyız. Doğarken biz hangi ilde doğacağımızı, saçımızın rengini, anamızı, babamızın kim olabileceğini, ismimizin hangi dilde kulağımıza söyleneceğini seçebiliyor muyuz? Böyle bir imkan var mı? Bebeklerin ağlamasının veya gülmesinin Kürtçesi, Türkçesi, İngilizcesi, Lazcası var mı? İnsanlar dünyaya bir kere eşit geliyor. Hepimizin cebinde ebediyete kadar yaşayacak bu ayyıldızlı nüfus kağıdı varsa, bunun dışında bizi birbirimizden ayıran her şeyi reddetmek, devlet olmamızın, millet olmamızın gereği değil midir?'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde, Alevinin, Sünninin, Kürdün, Türkün sorununu çözmesi halinde Nobel alabileceğini belirten Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bunun kendisini çok mutlu edeceğini, ancak açılımı acımasız bir şekilde eleştirenlerin bu durumdan rahatsızlık duyacağını dile getirdi.
70 MİLYONUN KAVGAYA DEĞİL BARIŞA, BAYRAMA İHTİYACI VAR
Konuşmasında, ''Akla uygun, dine uygun bir şey yapıyoruz'' diyen Ertuğrul Günay, ''Artık 70 milyonun kavgaya, çatışmaya değil, barışa, bayrama ihtiyacı var. Artık çocuklar ellerini taş atmaya kullanmasınlar, kalem tutsunlar, kitap tutsunlar. Benim çocuklarım nasıl iyi bir ortamda okumayı, yaşamayı hak ediyorsa, oradaki çocuklar da buna layık. İdeolojik kavgayla birbirlerine düşmüşlerse biz buna göz mü yummalıyız?'' diye konuştu.
Bu milletin, çocukların, anaların çok ağladığını belirten Bakan Günay, artık hiçbir inanç grubu için aşağılayıcı bir ifade kullanılmaması gerektiğini kaydetti. Dünyanın gittikçe küçüldüğünü ve herkesin birbirinden çok daha fazla haberdar olduğu bir dünyada yaşanıldığını ifade eden Günay, bu nedenle kaynakların yatırıma, üretime, sanayiye, sağlığa, turizme yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'deki 70 milyon nüfusun 50 milyonunun 30 yaş altında olduğunu kaydeden Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu kadar gencimizi birbirine düşürerek gelecek kuramayız. Dünyada kriz oldu, bütün ülkeler eksi sonuçlarla yılı kapattı. Bir tek biz yılı bu sene artı sonuçlarla kapattık. 10 yıl önce Türkiye'nin ekonomisi dibe vurmuşken dört bir yanımız düşmanla çevriliydi. Şimdi ne oldu? Çepeçevre sıfır problem. Bakın, vizeleri kaldırıyoruz. Biz düşman aramıyoruz, dost edinmeye çalışıyoruz.''
21. YÜZYILDA TÜRKİYE'NİN SIÇRAMA YAPMASI GEREKİYOR
Türkiye'de siyasetin, bugüne kadar karşındakini kötülemek, her yaptığına 'kara' demek, milletin içinde bir tereddüt varsa, bir bölünme, nifak varsa onu körüklemek, taraflardan birinin önüne geçmek ve öbür tarafı ona kışkırtmaktan ibaret olduğuna vurgu yapan Ertuğrul Günay, "Siyaset kavga gibi görülüyordu. Hizmet değil, kavga olarak algılanıyordu. AK Parti bunları reddetti. Siyaseti hizmet üzerine temellendirdi. Halka hizmeti, Hakka hizmet bilinciyle yeni bir siyasi anlayışı geliştirmeye çalıştı. Biz artık çağa uygun, dünyadaki değişime uygun yeni şeyler yapmak, kangren olmuş, derinleşmiş sorunları çözmek gibi bir misyonu üstlensek bu bize yakışmaz mı?'' ifadelerini kullandı.
Milletin yönetim iradesini kendilerine bıraktığını aktaran Günay, konuşmasını, "Biz milletin iradesine hep beraber sahip çıktık. 2009 yerel yönetim seçimlerinde AK Parti yeniden güven tazeledi. Ama 2009 yılında iki ana muhalefet partisinin oylarını üst üste koysanız yine AK Parti'nin altında kalıyor. Böyle bir siyaset 55 yıldan beri olmadı. Bunu başaran sizsiniz, sizin emeğiniz, gayretiniz, tertemiz niyetiniz ve hizmete dayanan siyaset anlayışınız.'' sözleri ile noktaladı.