BAŞBAKAN ERDOĞAN ,TÜRKİYE YE DÖNDÜ.
AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Türkiye'ye özür mektubu göndermesiyle ilgili olarak, ''Bana uçakta konuyla ilgili bilgi geldi
AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Türkiye'ye özür mektubu göndermesiyle ilgili olarak, ''Bana uçakta konuyla ilgili bilgi geldi. Dışişleri Bakanlığımız da açıklamayı yaptı. Ve diplomatik olarak beklenen cevabı, istediğimiz cevabı aldıklarını söylediler. Mektupların içinde de özür beyanı geçiyor, bunu da ifade ettiler'' dedi.
Moskova'daki temaslarını tamamlayarak yurda dönen Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde yaptığı açıklamanın ardından soruları yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, İsrail'in Türkiye'ye özür mektubu göndermesiyle ilgili soru üzerine, bu konuda Dışişleri Bakanlığının basın açıklamasını yapmış olması gerektiğini ifade etti.
"Medyamıza teşekkür ediyorum"
Başbakan Erdoğan, ''Biz bugüne kadar neysek bundan sonra oyuz. Kendisine bu noktada çeki düzen vermesi gereken varsa bu da İsrail'dir. Kendisine o çeki düzen vermesi lazım. Ve bölgede daha adil, daha barıştan yana olması lazım'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Moskova ziyareti dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin asırlara mütecaviz devletler silsilesi içerisinden geldiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'ten bu yana 86 yıllık bir devlet geçmişi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Geleneğimize baktığımız zaman asırlara mütecaviz. Dolayısıyla bu konularda nasıl hareket edileceği noktasında Türkiye'den alınması gereken dersler var. Bu dersi alamayanlar tavırlarını ona göre belirlemeli, bundan sonraki süreçlerini de ona göre ayarlamalıdırlar. Yoksa biz göreve geldiğimizden bu yana tüm komşularımızla bu denli bir dostluk oluşturmaya çalışırken ve İsrail'e bir Başbakan olarak ziyaretimi yaptım ve ziyaretimden dönüşümde de bazı şeyleri açıkladım, hatırlarsanız. O günden bugüne hiçbir zaman kin, nefret, böyle bir şey de gütmedik. Ancak 2009'un başındaki o arzu edilmeyen tablodan sonra bir farklı gelişme sürecine girdik. Ve burada da zaten aklıselim ile tüm olayları takip edenler kimin nerede durduğunu gayet iyi gördüler. Fakat ben bu süreçte bir şeyi gördüm. Özellikle bu son olayda yazılı ve görsel Türk medyasının durduğu nokta, benim bir Başbakan olarak özlediğim noktadır. Bu birliktelik, bu beraberlik Türkiye'yi çok daha farklı yerlere, çok daha olumlu yerlere taşır. Bu şekilde birlik beraberlik içinde olunduğunda nelerin yapılabileceğini, nelerin sağlanabileceğini gayet iyi gördük. Bundan dolayı da ben medyamıza, yazılı görsel hepsine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bunu bizim her tür siyasi, askeri, ekonomik, ticari tüm bu olaylarda aynı şekilde başarmamız lazım. Siyasi partileri birbirine vuruşturmak gibi bir şeyin içerisine de girmemek lazım. Yani uzlaşmayı sadece siyasi partilerin liderlerinden beklemeyelim. Bu konuda bir zemini hazırlama hususunda medyaya düşen görevler olduğunu görüyor ve buna inanıyorum. Bunu birlikte başarmamız lazım.''
"Bu olaylar yaşanmasın istiyoruz"
Başbakan Erdoğan, İsrail noktasında hafta sonunda şu anda koalisyondaki siyasi partilerden birinin lideri olan, geçmişte İsrail'de başbakanlığı bulunan Ehud Barak'ın Türkiye'ye geleceğini ifade ederek, Barak'ın, Milli Savunma ve Dışişleri bakanlarıyla görüşeceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Sanıyorum bu konuları da görüşecekler. Ama dediğim gibi biz bugüne kadar neysek, bundan sonra oyuz. Kendisine bu noktada çeki düzen vermesi gereken varsa bu da İsrail'dir. Kendisine o çeki düzen vermesi lazım. Ve bölgede daha adil, daha barıştan yana olması lazım. Ve Filistin ile olan münasebetlerinde de aynen İsrail-Suriye arasında 5 raunt yürüttüğümüz süreçte nasıl başarılı bir süreç yürüdüyse ve bu süreci biz tam noktalamaya ramak kalmıştı ki malum olaylar oldu. Bu olaylar yaşanmasın istiyoruz, bizim istediğimiz bu'' şeklinde konuştu.
"AK PARTi açık ara öndedir"
Türkiye'de şu anda hiç bir dönemde yaşanmayan demokratik bir süreç olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bakın, burada hep birlikte oturuyoruz, konuşuyoruz. Rahat rahat her istediğimiz konuda dertleşiyoruz. Soru cevaplıyoruz. 'Bir taneden fazla olmaz'. Var mı böyle bir şey? Yok. 'İstediğiniz kadar sorun' diyoruz. Dikta rejimlerinde bunlar sipariş üzerine olur. Yani birilerine sorular sordurulur. Diğerleri de cevap verir. Burada herhalde sipariş üzerine değiliz. İsteyen istediği gibi sorusunu sorsun. Bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ama son zamanlarda bir moda bu. Ne deniyor; 'İşte tek parti faşizmi'. Yani bu tür şeyler. Madem böyle bir şey var. Böyle bir şey varsa ve sayın Baykal'a göre AK PARTi oylarını ciddi manada zaten düşürmüş, eritmiş, öyle bir noktaya gelmiş, 26'ya düşmüş. Kendisi ile MHP'nin oyları 39'u buluyor. O zaman niçin sivil dikta olsun? İşte sıra size geliyor. Bak ne güzel '26'ya düşmüş' diyorsun. Bütün kamuoyu araştırmacıları da size böyle bir oy da vermiş. Niye heyecanlanıyorsun? Sabret 1.5 sene daha. 1.5 senede daha da erir ve 1.5 sene sonra rahat rahat iktidara gelirsin. Bunlar hezeyan. AK PARTi'nin onların beklediği, arzu ettiği yerde olmadığını çok iyi biliyorlar. AK PARTi açık ara öndedir ve açık ara önde olmaya devam edecektir. Rahatsızlıkları buradan geliyor. Ve ikide bir Sayın Bahçeli'nin de çıkıp 'erken seçim, erken seçim', onun 'erken seçim, erken seçim'... Biliyorlar ki Türkiye'de erken seçim filan olmayacak. Türkiye normalleşme sürecine girmiştir. Gelişmiş ülkeler nasıl süresinde seçimleri yaparlarsa Türkiye'de AK PARTi iktidarları da süresinde seçim yapmayı bunlara öğretiyor.''
"Bunlar istikrar partileri değil, yama partiler"
Başbakan Erdoğan, MHP'nin ortağı olduğu hükümetin 5 yıl görev süresi varken 3,5 yıl dayanabildiğini ifade ederek, ''1.5 yıl önceden ne yaptı? Erken seçime gitti. Bıraktı, kaçtı. Sayın Baykal'ın zaten içinde olduğu, başında diyemeyeceğim, içinde olduğu hükümetler de zaten hiçbir zaman süresinde hükümet edemediler. Buna alıştıkları için hala bu alışkanlıklarından kurtulamadılar. Zannediyorlar şimdi yine aynı şekilde gidecek. Bakın bu istikrarsızlıktır. Bunlar istikrar partileri değil, bunlar yama partiler. Biz güven ve istikrar hükümeti kurduk ve bu güven ve istikrar bizi bugünlere getirdi. Daha iyi günlere de hep beraber milletçe gideceğiz'' şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, ''Türkiye ile Rusya arasında nükleer enerji işbirliği konusunda ne tür adımlar atıldı?'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, nükleer enerji santrali kurulmasıyla alakalı olarak Türkiye ve Rusya taraflarının teknik çalışmaları başlattıklarını ve bu teknik çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Tabii bunun bir yol haritası var. Ve bu yol haritası çerçevesinde çalışmalar devam edecek. Öyle zannediyorum ki bu yılın ortalarına kadar bu işi neticelendiririz. Tabii bunu hükümetler arası bir anlaşma şeklinde eğer mutabık kalınırsa gerçekleştireceğiz, devreye sokacağız. Temennimiz odur ki Meclis tatile girmeden bunu neticeye kavuşturup hemen adımları atarız'' dedi.
"Gerek Sayın Medvedev, gerekse Sayın Putin, vizelerin kaldırılması konusuna olumlu baktılar"
Başbakan Erdoğan, ''Gerek sayın Medvedev, gerekse sayın Putin, vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması konusundaki teklifimize olumlu baktılar, 'Çalışmaları başlatalım' dediler ve çalışmalar şu anda Rusya ile vizelerin kaldırılması konusunda başlıyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Moskova ziyareti dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde yaptığı açıklamada, Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye 6 Ağustos 2009'da gerçekleştirdiği ziyarete iade maksadıyla Moskova'ya bir çalışma ziyareti gerçekleştirdiğini söyledi.
Ziyaretin dün akşamki kısmında Rusya'daki 200'ü aşkın Türk iş adamıyla bir toplantı yaptıklarını ifade eden Erdoğan, Türk iş adamlarının orada oluşturdukları dernekler, orada temsilci olarak bulunan kuruluşlar ve STK temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Rusya'daki yatırımlarla ilgili şu anki durumu değerlendirme fırsatı bulduklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, bu sabah da önce Demokrasi Akademisi'nde Türkiye'nin dış politika yapılanmasını, dış politikadaki yaklaşım tarzını ve geçen 7 yıllık süre içerisinde nasıl geliştiğini anlatma fırsatını bulduğunu ifade ederek, akademisyenler ve öğrencilerle yaptıkları bu toplantıda, Türkiye'yi dış politika noktasında tanıtma fırsatını yakaladığına inandığını belirtti.
Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile görüştüklerini de söyleyen Başbakan Erdoğan, bu görüşmenin, Türkiye-Rusya ilişkileri, ama ağırlıklı olarak bölgesel sorunların müzakere edildiği bir toplantı şeklinde geçtiğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Toplantıda ayrıca Ermenistan-Türkiye, Azerbaycan, Kıbrıs sorunu, İran,Irak, Pakistan, Afganistan ve bütün bu bölgedeki sorunları değerlendirme imkanı bulduk. Kafkasya ile ilgili gelişmeleri değerlendirme fırsatını bulduk ve bunun yanında Rusya-Türkiye arasındaki ikili ilişkileri de siyasi, askeri, ticari, ekonomik, kültürel alanlarda karşılıklı olarak değerlendirdik. Bu toplantımız da dar kapsamlı bir toplantı şeklinde olması hasebiyle verimli bir toplantı halinde gerçekleşti.''
Ardından Putin ile bir toplantıları olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bunun, Türkiye-Rusya ikili ilişkilerinin öne çıkarıldığı bir toplantı olduğunu ve daha çok ekonomi ağırlıklı konuları görüştüklerini söyledi.
"Doğalgaz ihtiyacının yüzde 70'ini Rusya'dan temin ediyoruz"
Başbakan Erdoğan, enerji konusunu da görüşme imkanı bulduklarını, Türkiye'nin şu anda doğalgaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 70'ini Rusya'dan temin ettiğine dikkat çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
''Bunun yanında şu anda atmakta olduğumuz adımlar var. Samsun-Ceyhan, ham petrolle alakalı atacağımız adım. Bir diğeri, nükleer enerji ile ilgili atacağımız adım. Bu konuda ön çalışmalar şu an yapılıyor ve bu çalışmaların değerlendirilmesini, bir müzakeresini yaptık. Gerek BOTAŞ'tan gelen arkadaşlarımızın çalışması, gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın muhataplarıyla yaptığı çalışmalar yoğun bir şekilde gerçekleşti. Diğer ilgili bakanlarımızdan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da muhataplarıyla görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerle birlikte bu ziyaretimizi en güzel şekilde değerlendirmenin gayreti içerisinde olduk.''
Rusya ile 2008 sonu itibariyle 38 milyar dolar gibi bir dış ticaret hacmine sahip olunduğunu, küresel kriz nedeniyle bu yıl yüzde 40 gibi bir düşüş söz konusu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, fakat tekrar bir toparlanma dönemine girildiğini, gelecek 5 yıl için 100 milyar dolarlık bir hedef koyulduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Her iki tarafta da bu irade şu anda mevcut. Sayın Putin'le yaptığımız basın toplantısında bu irade beyanını orada zaten açıkça koyduk. Buna yönelik olarak da birçok alanda çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Fakat hepsinden önemlisi gerek Medvedev'e, gerekse sayın Putin'e vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması konusundaki teklifimiz. Bu teklifimize her ikisi de olumlu baktılar, 'çalışmaları başlatalım' dediler ve çalışmalar şu anda Rusya ile vizelerin kaldırılması konusunda başlıyor. Dışişleri bakanlarımız bu talimatları almış durumdalar. İnşallah Mayıs veya Haziran'da sayın Medvedev'in Türkiye'ye bir ziyareti olacak ve bu ziyarette stratejik işbirliği toplantımızı yapacağız. Daha önce Rusya'nın Almanya ve Fransa ile yapmış olduğu anlaşmalar var. Bu toplantımızda benzeri bir anlaşmayı da aramızda gerçekleştireceğiz. Bu, bizim Suriye, Ürdün, Lübnan, buralarda yapmış olduğumuz çalışmaların belki değişik bir versiyonu olacak. Türk-Rus İş Konseyi'ni de İstanbul'da toplayacağız ve bu toplantıya temenni ederiz ki bu vizelerin kaldırılmasını bir taç olarak o gün imzaları atar ve yerleştiririz. Bütün gezimiz bu şekilde tamamlandı.''