İL DANIŞMA MECLİSİMİZ YOĞUN KATILIMLA TOPLANDI “SANDIK ESASLI ÇALIŞMA HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR”
10 Nisan 2010 - Cumartesi
“SANDIK ESASLI ÇALIŞMA HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR”
İl Danışma Meclisi toplantımızı Haliç Kongre ve Kültür Merkez’inde gerçekleştirdik. Toplantıya İl Başkanımız Aziz Babuşcu'nun yanı sıra, İstanbul Milletvekillerimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe Belediye Başkanlarımız ve teşkilat mensuplarımız katıldı. Yoğun katılım nedeni ile onlarca kişi toplantıyı ayakta takip etti. Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Başkanımız, "Türkiye gerçekten AK Parti iktidarıyla birlikte bir tarihe tanıklık ediyor." dedi.
2011 SEÇİMLERİ ÜLKEMİZİN GELECEĞİ ADINA EN ÖNEMLİ SEÇİM OLACAK!
Yerel Seçimlerin ardından dördüncüsü gerçekleştirilen İl Danışma Meclisi Toplantımız İl Başkanımız Aziz Babuşcu'nun konuşması ile başladı. İl Başkanımız, AK Parti iktidarının Türkiye'ye yaşattığı değişim ve dönüşümler ile 2011 Genel Seçimlerinin yanı sıra, Anayasa değişikliği ve erken seçim çağrıları konularını da değerlendirdiği konuşmasında, Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Türkiye'nin makus talihinin değiştiğini söyledi. AK Parti iktidarı ile birlikte bugüne kadar dokunulmamış meselelere dokunulduğunun altını çizen İl Başkanımız, TRT Şeş ve TRT El kanallarının, Türkiye'nin geldiği noktayı anlatmak açısından güzel birer örnek olduğunu belirtti. Türkiye'nin kritik bir süreçten geldiğini ifade eden İl Başkanımız, "Bir yandan içeride demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla işletip Türkiye’yi evrensel standartlarda bir hukuk devleti yapma idealimiz, bize büyük görev ve sorumluluklar yüklüyor. Diğer yandan Türkiye’yi mazisine ve büyüklüğüne yaraşır şekilde, dünyanın en itibarlı karar merkezlerinden biri olmuş, küresel bir güç haline getirme çabalarımız hız kesmeden sürüyor." diye konuştu. Bu noktada 2011 seçimlerinin önemini vurgulayan İl Başkanımız, ülkenin koşulları göz önüne alındığında, önümüzdeki seçimin Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi olduğunun bir kez daha altını çizdi. Milleti esas alan siyaset anlayışının 2011'deki seçimde de AK Parti'yi iktidara taşıyacağını söyleyen İl Başkanımız, Ülkemizin tam ve eksiksiz bir demokrasiye kavuşması ve millet iradesini hiçe sayan güç merkezlerinin artık tamamen tarihe karışması, elbette ve ancak AK Parti iktidarıyla mümkündür. Şu ana kadar daha çok demokrasiyi korumak ve kollamak adına çok önemli işler yaptık Her alanda büyük zorluklara karşı, büyük mücadeleler verdik. Birçok planı, birçok tuzağı, birçok davayı, 367 meselesi gibi yer yer şaklabanlığa dönüşen birçok kirli oyun ve düzeni boşa çıkardık. Yeni dönemde ise demokrasiyi sadece harici müdahalelere karşı korumak değil, en temelinden başlayarak köklü ve sarsılmaz biçimde inşa etmek gibi çok önemli bir görevimiz var." şeklinde konuştu. AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak için oynana kirli oyunlara da atıfta bulunan İl Başkanımız, halkın desteği ile bu oyunların bertaraf edileceğine olan inancını vurguladı.
STATÜKOCULARA EN GÜZEL CEVABI SANDIK VERECEK!
Konuşmasında, muhalefetin erken seçim çağrılarına da değinen İl Başkanımız, bu milletin kendisiyle kavga edenlere, kendisini küçümseyip hor görenlere her zaman en okkalı cevabı sandıkta verdiğini söyledi. "Özellikle 8 yıllık AK Parti iktidarının yaktığı hizmet meşalelerinin ve bu ülkeye aldırdığı büyük mesafelerin ardından, artık bizim insanlarımız sınırlı, güdük, üzerine Meclis dışı odakların gölgesi düşmüş ve evrensel ölçülerin dışında kalmış ikinci sınıf bir demokrasiyle yetinemez!" diyen İl Başkanımız, seçim istermiş gibi yapan ama seçimden ödleri kopan statükocu partilerin, önümüzdeki seçimde de sandıktan muhalefet olarak çıkacaklarını kaydetti.
İSKİ skandalını hatırlattığı konuşmasında, ülkenin kaynaklarının yıllardır hortumlandığını belirten İl Başkanımız, AK Parti'nin milletin cebine uzanmış bütün haramzadelerin ellerini kesip attığını söyledi.
BAZI KESİMLER İKTİDARIN ALANINA MÜDAHALE İLE DEMOKRASİYİ GÜDÜKLEŞTİRİYOR
Türkiye'de bazı kesimlerin, "militarist vesayet" ve "yargı vesayeti" ile, seçilmiş iktidarların alanlarına müdahale ederek demokrasiyi güdükleştirdiğini ifade eden İl Başkanımız, "Son yıllarda askeri vesayetin ve müdahalelerin etkisinin yavaş yavaş azalmaya başladığına, siz de tanık oluyorsunuz. Daha önce yaşanmayan birçok gelişme yaşanıyor, kozmik odalara giriliyor, Emasya gibi militarist düzenlemeler ortadan kaldırılıyor, suçlular mahkemeye çıkarılıyor, Meclis güvenliği askeri görüntüden uzaklaştırılıyor, hukukun ifadesine başvurma gereği duyduğu kişiler kim olursa olsun savcılara gidip ifadesini veriyor. Yargı vesayeti ise, ‘jüristokrasi’ yani hâkimler hükûmeti şeklinde maalesef antidemokratik tahakkümünü devam ettiriyor. 27 Mayıs’ın yapıldığı 1960’lı yıllarda, ‘CHP + Ordu = İktidar’ formülü geçerliydi. Artık günümüzde bir başka formül geçerli kılınmaya çalışılıyor. CHP + Yargı = İktidar" diye konuştu.
İl Başkanımız konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: "Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın, Yargıtay’ın ve HSYK’nın kurumsal kimliğine elbette büyük saygımız vardır. Ancak, bu kurumlarımızın yasama ve yürütmenin alanına sık sık müdahele etmesi, verdikleri ideolojik peşin hükümlü kararlarla bir siyasi parti gibi davranmaları, onları sürekli tartışmaların odağına itmektedir. Siz de dikkat etmişsinizdir, ne garip bir rastlantıdır ki;Yasama Organı’nın kabul ettiği kanunlar CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülüyor ve sürekli de CHP’nin isteği doğrultusunda kararlar alınıyor. Gene Yürütme Organı’nın idarî işlemleri CHP ve yandaşı kuruluşlar tarafından Danıştay’a götürülüyor ve o da bu talepler doğrultusunda yürütmeyi durdurma ve iptal kararları alıyor. CHP, yüksek yargının kurduğu ideolojik vesayet sayesinde yasama ve yürütmenin işleyişini engelleyip haksız şekilde, siyasî iktidara ortak oluyor. Milli iradenin sandıkta CHP’ye vermediği bir siyasi egemenlik, yargı marifetiyle kullanılıyor. Böyle bir demokrasi olur mu?"
BUNLARIN DERDİ MİLLETLE
İl Başkanımız, yine aynı çevrelerin millet kelimesinden duyduğu rahatsızlığı ise, "Cumhurbaşkanını millet seçsin dediğimizde aynı çevreler yeri göğü oynatmışlardı. Şimdi yüksek mahkeme üyelerinin bir kısmını bu milletin temsilcilerinden oluşan parlamento seçsin diyoruz. Gene olmaz diyorlar. İstiyorlar ki, milletten tamamen bağımsız şekilde, Yargıtay ve HSYK üyeleri birbirini seçip dursun." sözleri ile dile getirdi. İl Başkanımız, "Yargıya her türlü kesim karışsın da yeter ki parlamento karışmasın" anlayışı içinde olan çevrelerin asıl sorununu ise, "milletle barışık olmamak" şeklinde niteledi.
CHP’NİN DÜNYADA ÖRNEĞİ GÖRÜLMEMİŞ ÇAĞDIŞI BİR MUHALEFET ANLAYIŞI VAR
İl Başkanımızın gündeminde Anayasa Değişikliği de vardı. 1980 Anayasasının Türkiye gerçeklerinden uzak olduğunun altını çizen İl Başkanımız, “12 Eylül darbecilerine yargılanma yolu açacak bir anayasa değişikliğini destekleriz” diyen CHP’lilerin, yine aynı darbeci zihniyet tarafından hazırlanan Anayasaya sahip çıkmasının ise anlaşılmaz olduğunu belirtti. İl Başkanımız, CHP'nin bu yaklaşımını, "Bunların dünyada örneği görülmeyen çağdışı bir muhalefet anlayışları var. Onun da özü şudur: “Bu ülkenin demokratikleşmesi bizim umurumuzda bile değildir. Biz AK Parti iktidarında yapılmak istenen her şeye, isterse ülkenin çok büyük hayrına olsun, karşı çıkarız. Bizim için ne yapıldığı değil, kimin yaptığı önemlidir. AK Parti ne yapmak isterse karşı çıkar, görüşmeye, tartışmaya da yanaşmayız.” sözleri ile açıkladı.
CHP YÜKSEK YARGIYI KALESİ GİBİ GÖRÜYOR
“Yandaş yargı oluşturmaya çalışıyorlar” diye iftira atan CHP’nin, yüksek yargıyı her zaman kendi kalesi gibi gördüğünü ve yargıda kadrolaşmaya çalıştığını söyleyen İl Başkanımız, şöyle konuştu: "Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay dönemlerinde CHP’nin yargıda nasıl kadrolaştığını hatırlayın. Nitekim, Moğultay bir CHP kurultayında şecaat arzederken, yargıya nasıl binlerce kişiyi aldığını şöyle ikrar etmiştir: “Tabii CHPlileri dolduracaktım. RPli ve MHPlileri mi alacaktım?”
CHP ve onun yandaşı olan zihniyetin lafa geldi mi ilericiliği ağzından düşürmezken, kendilerini değişimci ve reformist gösterirken, her zaman tutucunun en önde gideni olduklarına dikkat çeken İl Başkanımız Aziz Babuşcu, kendisini çağdaş, ilerici, sosyal demokrat olarak tanımlayanların daima demokratikleşmeye karşı çıkıp militarizmle işbirliği yaparken, Muhafazakârların ise, 1950’den sonraki 60 yıllık dönemde, Menderes’ten, Özal’a ve Erdoğan’a kadar, her türlü reforma imzalarını atıp değişimi ve modernleşmeyi gerçekleştirdiklerini belirtti. "Muhafazakarlar her zaman değişimci ve ilerici olurken, CHP her dönemde tutucu ve gerici olmuştur." diyen İl Başkanımız, "CHP’nin son Anayasa değişiklikleri ve Yargı Reformu konusundaki ihtilâfçı ve uyuşmaz tutumu da tam bir ‘tutuculuk’ örneğidir. Bir taraftan, 12 Eylül’e karşı çıkacaksın, 12 Eylülcülerin yargılanması için 1982 Anayasası’nın değiştirilmesini isteyeceksin; 1982’den bu yana her fırsatta 12 Eylül Anayasası’ndan şikâyet edeceksin; sonra da değişiklik yapılmak istendiğinde, daha yapılacak değişikliğin ne olduğunu bilmeden karşı çıkacak ve bütün uzlaşma yollarını tıkayacaksın... Bu tavır, tutuculuktan öteye, siyasî sistemi tıkamanın kötü niyet örneğidir." diye konuştu.
BİZİM İÇİN SANDIK ÇALIŞMASI HER ŞEYDEN ÖNCEDİR
İl Başkanımız, Türkiye'nin en büyük çıkarı olarak nitelediği AK Parti'nin başarmaya mahkum olduğunu söylerken, seçimde kilit noktada bulunan sandık koordinatörlerine de önemli uyarılarda bulundu. "Partimizin hedefi ve ilkeleri ne kadar büyük olursa olsun, başarıyı getirecek olan teşkilatın yapısı, uyumu ve çabasıdır." diyen İl Başkanımız, sandık çalışmasındaki başarının sandıktan çıkacak sonucun da en büyük belirleyicisi olacağını vurgularken, sandık görevlilerine, sandığınıza sahip çıkın çağrısı yaptı. "Sandık görevlisi kardeşimizin oy kullanmaya gelenlerle kuracağı bir göz teması bile, sıcak bir aşinalığı, dostça bir tanışmışlığı yansıtmalıdır. Seçim günü bunun sağlanması, elbette o güne kadar yapılacak sandık çalışmasının kalitesiyle orantılı olacaktır." diyen İl Başkanımız sandık koordinatörlerine hitaben yaptığı konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: "Buradan başta sandık koordinatörlerimiz olmak üzere, sandık esaslı çalışmaya katılacak tüm kardeşlerime sesleniyorum: Seçmen ziyaret programlarını büyük bir titizlikle ve içinizde bir davanın coşkusunu, sızısını duyarak gerçekleştireceksiniz. Çalışmaların kusursuz yapılması için birbirinizi hem kontrol hem de teşvik edeceksiniz. Periyodik değerlendirme toplantılarınıza eksiksiz katılacak, karşılıklı yüreklendirmelerle motivasyonunuzu en üst düzeye çıkaracaksınız. Konularınıza hakim olacak, birikimimizi süratle maksimuma çıkaracaksınız. Parti politikalarımıza iyi vakıf olacak, partimizin misyonunu, liderimizin duruş ve ahlakını gayet akıcı bir dille anlatacaksınız. Hepsinden önemlisi, sizin ahlakınız, duruşunuz, erdeminiz, tevazunuz ve sıcaklığınız anlatacaklarınızdan bile önde gelir. Bu konuda milletimizle kuracağınız sıcak bağı asla zedelemeyin."
2011 SEÇİMLERİNDEN BÜYÜK BİR BAŞARIYLA ÇIKACAĞIZ
İl Başkanımız konuşmasını, "Gerekli tüm çalışmaları yaparak AK Parti'nin, 2011 seçimlerinden çok daha büyük bir siyasi güç ve başarıyla çıkmasını sağlayacağız. Bu inanç, bu yürek, bu teşkilat bizde var. Tüm statükoculara, tüm tutuculara, bu milleti göbeğini kaşıyan adam diye küçümseyen tüm seçkincilere karşı yeni bir destan yazmaya hazır mısın İstanbul?" sözleri ile noktaladı. İl Başkanımızın konuşması teşkilat mensuplarımız tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
Toplantı Devlet Bakanımız Hayati Yazıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'ın konuşmaları ile sürdü. Daha sonda söz alan üç bölge sandık başkanımızın konuşmalarının ardından toplantı sona erdi.
Diğer Haberler