loading.gif
mobile-banner-bg

İSMİ MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK OLAN BİR PROJEDEN VAZGEÇMEMİZ SÖZKONUSU OLAMAZ

...
18 Aralık 2009 - Cuma

İl Başkanımız Aziz Babuşcu El Cezire televizyonunun gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

DTP’nin kapatılmasını nasıl karşılıyorsunuz sorusuna “ AK Parti'nin parti kapatmalar konusundaki duruşu nettir. Demokratik açıdan parti kapatmaları hoş karşılamamız mümkün değildir” diyen İl Başkanımız şunları söyledi:

Bizim bu konuda iki temel hassasiyetimiz vardır: Birincisi, biz, parti kapatmalarda cezanın tüzel kişiliklere değil, kişilere verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kurumsal cezalar, sonuçta bireysel yanlışlıkları bütün bir kuruma mal etmiş olması bakımından demokratik açıdan ortaya olumsuz bir görüntü çıkarmaktadır. İkincisi, halkın getirdiğini ancak halkın götürebileceğini vurguluyoruz.

 

KEŞKE DTP DAHA ÖZENLİ OLSAYDI

Ülkenin bir partiler mezarlığına döndürülmesinden asla hoşnut olmadıklarını ve esasen bu tür parti kapatmaların siyasi hayatımız açısından pratik bir çözüm de getirmediğini söyleyen İl Başkanımız, “Ancak üzülerek belirtmeliyim ki, DTP de bir siyasi partinin terörle arasına kalın bir çizgi çekmek noktasında göstermesi gereken hassasiyeti gösterememiştir. Dünyanın en gelişmiş demokrasiye sahip ülkelerinde bile şiddete, teröre şu veya bu şekilde destek veren, övgüde bulunan, terör örgütlerini açıkça telin etmeyen siyasal yapılar, kesinlikle hoş karşılanmıyor. AK Parti olarak her türlü aykırı fikrin, her türlü farklılığın siyaset ve demokrasi içinde tutulması gerektiğine, kendisini özgürce dile getirmesi gerektiğine inanıyoruz. Şiddetin değil, sözün, uygarca tartışmanın var olmasını savunuyoruz. Ancak şiddet ve terörü açıkça reddedemeyen, siyasetin ve demokrasinin hassasiyetlerini dikkate almayan bazı siyasetçilerin sorumsuzlukları sebebiyle bir ülkenin zarar görmesini, bir ülkenin demokratik imajının zedelenmesini de doğru bulmuyoruz. DTP maalesef bizim demokratik açılım perspektifimizi bile iyi okuyamadı, iyi anlayamadı. Hatta açılıma karşı en ölçüsüz muhalefetlerden birini yaptı. Topluma bizim son derece iyi niyetle başlattığımız açılımdan yansıyacak mesajları iyi veremedi. Hatta kimi DTP sözcüleri barışı değil gerilimi besleyecek sorumsuz ve çirkin açıklamalardan bile kaçınmadılar” diye konuştu.

 

ETNİK TEMELLİ SİYASET YANLIŞTIR

İl Başkanımız “DTP’nin kapatılmasıyla Kürtlerin siyasi temsilden yoksun kalıp kalmadıkları” şeklindeki bir soruyu “Kürtleri şu veya bu parti temsil ediyor şeklindeki bir anlayış hem bizim siyasi gerçeklerimiz hem demokratik bilinç açısından yanlıştır. Etnik temele dayalı bir siyaset doğru bir siyaset de değildir, demokratik de olmaz. Kaldı ki biz AK Parti olarak Türkiye’nin tüm bölgelerinde birinci partiyiz. O halde şu etnik kökenlileri şu parti temsil ediyor diye bir tespitte bulunulabilir mi?” şekinde cevapladı.

 

DEMOKRATİK AÇILIM DEVAM EDECEK

“Muhalefetin açılıma büyük tepkisi var. Bu durumda açılıma devam edecek misiniz” sorusuna ise İl Başkanımız şu cevabı verdi:

“Elbette. İsmi milli birlik ve kardeşlik olan bir projeden vazgeçilir mi? Bu ülkede şiddet olmasın, 72 milyon insan demokrasi, barış ve kardeşlik içinde yaşayalım, farklılıklarımızı çatışma konusu olmaktan çıkarıp ortak zenginliğimiz yapalım, bir huzur ve kardeşlik ortamı içinde hep beraber ülkemizin daha çok refahı insanımızın daha çok mutluluğu için çalışalım diyen bir açılımda elbette kararlıyız. Ülkesini gerçekten seven ve ona hizmet etmek isteyen bir siyasi kadro için bundan daha doğal ne olabilir?”

 

TÜRKİYE İTİBARLI VE EVRENSEL BİR AKTÖR

Türkiye’nin dış politik duruşuyla ilgili bir soruya da cevap veren İl Başkanımız, “Türkiye, hem doğusu hem batısıyla son derece iyi ilişkiler kurmayı hedefleyen ve kuran büyük bir ülkedir. Türkiye hem bölgesinde hem dünyada her zaman barışın huzurun ve karşılıklı iyi ilişkilerin adı olmaya çalışmaktadır. Günümüzün küreselleşmiş siyasi gerçekliği, ülkeleri karşılıklı iyi ilişkiler kurup iki taraflı kazanmayı gerektirmektedir. Çatışma ve gerilimin kimseye kazandıracağı bir şey yoktur. Oysa ittifak ve karşılıklı iyi niyetli ilişkilerin ülkelerimize ve dünyamıza kazandıracağı çok şey var. Bu nedenle öncelikle komşularımızla son derece güzel ilişkiler kurmaya büyük özen gösteriyoruz. Ortak kültür ve inanç dünyasını paylaştığımız ülkelerle, Türki Cumhuriyetlerle sürekli dayanışma ve işbirliğini geliştirmeye dönük güzel çabalar içindeyiz. Diğer yandan AB ile müzakere sürecimiz devam ediyor. Türkiye, dünyayı meşgul eden sorunlar ve anlaşmazlıklar hususunda evrensel roller üstlenmek bakımından son derece itibarlı ve büyük bir ülke” dedi.

 

TÜRKİ’YENİN DE AB’YE KATACAĞI ÇOK ŞEY VAR

Son olarak AB’nin Türkiye’yi oyalayıp oyalamadığı şeklindeki bir soruya ise İl Başkanımız şu cevabı verdi:

“Biz ne yaptığımızı iyi biliyoruz. Ve biz yapmamız gerekenleri ve bunları AB, şu bu talep ediyor diye değil, özellikle milletimizin mutluluğu için yapmamız gerektiğini de iyi biliyoruz. AB ile ilişkimiz asla bir tek taraflı muhtaçlık ilişkisi değildir. Biz şunu söylüyoruz, Türkiye AB’ye girdiğinde, bundan sadece Türkiye değil, AB de kazanacaktır. Türkiye’nin AB’ye katacağı çok şey var. AB üyesi bir Türkiye’nin kutuplaşmalarla büyük sancılar yaşayan dünyaya katacağı çok şey var. AB ülkelerinin temsilcileri bu gerçekler üzerinde iyi düşünmeliler. Biz onurumuzla, izzetimizle, milletimizin mutluluğunu ve milli çıkarlarımızı gözeterek uluslar arası alanda her türlü iyi ilişkiye varız ve olmaya da devam edeceğiz.”