AK PARTİ Genel Merkezi’nin düzenlediği “Türkiye Buluşmaları İstanbul Konferansları” kapsamında Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde dördüncüsü düzenlenen etkinliğe katılan Düzce Milletvekilimiz Prof. Dr. Celal Erbay, “Demokratik Açılım”ı anlattı.

Katılımın yüksek olduğu konferansa başta İl Başkanımız olmak üzere il ve ilçe yönetim kurulu üyelerimiz, çok sayıda vatandaş ve basın mensupları katıldı. Ayrıca, Azerbaycan, Gürcistan, Doğu Türkistan, Selanik ve Üsküp’ten de çok sayıda katılım oldu.

AÇILIM İLE BİRLİKTE TÜRKİYE KENDİ DEMOKRASİSİNİ OLUŞTURACAK

Açılış konuşmasını yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, AK PARTİ olarak Türkiye’ye bir çok değişim ve dönüşümü yaşattıklarını, demokratik açılım projesinin de bunlardan biri olduğunu ifade etti. Babuşcu, “Milli birlik projesi adı altında demokratik açılım sürecini yaşadığımız şu günlerde Türkiye’nin dört bir yanında Türkiye buluşmaları kapsamında bir araya geliyoruz. Milletimizle derdimizi paylaşıyoruz. Ne yapmamız gerektiğini, neyi nasıl yapacağımızı paylaşıyoruz. AK PARTİ olarak Türkiye’ye birçok değişim ve dönüşüm yaşattık, açılım da onlardan biri olacak. Açılım ile birlikte Türkiye kendi demokrasisini oluşturacak. Hak ve özgürlükler tartışma zemininden çıkacak. Bu ülkenin aydınlık yarınlarını hep birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.

SADECE ELİMİZİ DEĞİL YÜREĞİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYACAĞIZ

Demokratik Açılım’ın Türkiye sınırlarını aşan ağır bir sorumluluk olduğunun altını çizen İl Başkanımız, “Biz genel başkanımızın heyecanını motivasyonunu takip eden, yakalayan dinamik bir teşkilatız. Biz dik duran ama diklenmeyen bir siyaset anlayışının neferleriyiz. Ağır yükler sağlam duran omuzlarda taşınır. Bizim teşkilatlarımız da o omuzlara sahip. Bizim teşkilatlarımızda kavga yok, çıkar ilişkisi yok; samimiyet, gayret ve paylaşım var. Sadece elimizi değil yüreğimizi ve ruhumuzu da taşın altına koymak var” şeklinde konuştu.

İl Başkanımızın ardından söz alan Düzce Milletvekilimiz Prof. Dr. Celal Erbay, başta Demokratik Açılım olmak üzere hükümetimizin faaliyetlerini anlattı ve Türkiye’de siyaset açısından gelinen sürece dair önemli açıklamalarda bulundu.

BİZ YURTTAKİ SULHU DAHİ TEMİN EDEMEYEN BİR ÜLKE DEVRALDIK

Prof Dr. Celal Erbay, “Milli birlik ve kardeşlik projesi bizim ecdadımızın pratiğini yapıp dünyaya sunduğu, Ortadoğu’da, Balkanlar’da izine rastlayabileceğiniz bir olgudur. Bizim bugün gerçekleştirmeye çalıştığımız o birliği, bizim ecdadımız bundan çok önce yeryüzünde yaşatıp tarihe mal etmiştir” dedi.

Türkiye’nin bugünkü durumunu değerlendiren Erbay, “Doğrunun yanında eğri daha belirgindir. Türkiye, üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili, komşuları ile sorunlu, dış politikada etkin olmayan, dış sorunlara yabancı bir ülke idi. Şimdi Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde üyesi olan, İslam ülkeleri örgütüne başkan veren, Avrupa Parlamenterler Birliği’ne başkan veren bir ülke konumundadır” şeklinde konuştu. Erbay’ın, Atatürk’ün, “Yurtta sulh cihanda sulh” sözüne atıfta bulunarak, “Biz yurttaki sulhu dahi temin edemeyen bir ülke devraldık. Ama şimdi İsrail - Lübnan, İsrail - Suriye arasındaki sorunlarda, Rusya - Gürcistan savaşında arabulucu Recep Tayyip Erdoğan…” sözleri katılımcılar tarafından uzun süre alkışlandı.

Türkiye’nin İslam Âlemi’nde, Avrupa’da ve Afrika’da yıldızı parlayan bir ülke olduğunu belirten Prof Dr. Erbay şöyle konuştu: “2004 yılında katıldığım bir toplantı sırasında bir Afrikalı şöyle dedi: ‘Afrika’nın her şehrine sizdeki gibi Fatih Sultan Mehmet’i, Sultan Süleyman’ı, Mimar Sinan’ı hatırlatacak bir mabet yapın ki, ecdadımızı bunlara bakarak hatırlayalım.’ İşte biz, bu gayret içindeyiz.”

TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU ARTTI

Türk ekonomisinin AK Parti iktidarından önce dünyanın 20. ekonomisi olduğunu, şu anda ise Avrupa’nın altı, dünyanın 16. ekonomisi olduğunu belirten Erbay, son 4 ayda Türkiye’nin kredi notunun arttığını ve dış politikada kin ve düşmanlığın yerine kardeşliğin hakim olduğunu söyledi.

PARMAK SAYISI İLE TÜRKİYE’NİN TARİHİ HAPSEDİLEMEZ

Ermeni tasarısıyla ilgili görüşlerini de dile getiren Düzce Milletvekilimiz Celal Erbay şunları söyledi: “İki gün önce AIHM bir karar aldı. Karara göre KKTC mahkemeleri birinci derece mahkeme kabul edildi. Türkiye bu kararla Rumlara karşı yüklü bir tazminattan kurtuldu. Bu Annan planının sonucudur. Bu ‘AKP Kıbrıs’ı satıyor.’ diyenlere en güzel cevaptır. Biz Kıbrıs’ı mı sattık, yoksa haklarını mı savunduk? AIHM bu kararla KKTC’yi hukuken tanımış oldu. İki gün önce Amerika Temsilciler Meclisi alt komisyonu bir oylama yaptı. Tevatüre dayalı olarak bir ülkenin rotası değiştirilemez. Parmak sayısı ile Türkiye’nin tarihi hapsedilemez. Bu devlet, toprak ilhakı ya da kan dökmek için değil dünyanın kardeşliği için birlik beraberlik için savaştı. Nerede ‘ah’ işitse oraya koştu.”

ABD’YE SESLENİYORUZ: GETİRİN TARİHÇİLERİNİZİ, ARŞİVLERİMİZE GİRELİM

Amerika Birleşik Devletleri’nde oylamaya parmak kaldıranların Osmanlı Tarihi’ni bilmediklerine dikkat çeken Celal Erbay, “Getirin tarihçilerinizi, arşivlerimize girelim araştıralım. Haklı haksız ortaya çıksın” dedi. Tarihi araştırmadan bir milletin geleceğinin ambargo altına alınamayacağını vurgulayan Erbay, şöyle konuştu: “Yıl 1918. Sözde soykırım iddiasının sahipleri Bakü’yü, Gence’yi işgal etmişler. Mazlumun ahı zulümden arşa çıkıyor. O gün Nuri Paşa komutasındaki bir ordu Gence’den Bakü’ye girdi. Biz Nuri Paşa’yı Bakü’ye Halit Paşa’yı Dağıstan’a gönderen bir kültürün mirasçısıyız. Biz orada yedi düvelle uğraşırken Taşnak çeteleri ardımızda bıraktığımız yaşlılarımız kadınlarımızı çocuklarımız yok ettiler. Siz şimdi parmak sayısı ile tarihi değiştirmeye kalkamazsınız. Orada parmak kaldıranların kaçı Osmanlı Tarihini biliyor. ABD’ ye sesleniyoruz: Getirin tarihçilerinizi, arşivlerimize girelim araştıralım. Haklı haksız ortaya çıksın. Tarihi bir araştırmadan bu devleti, milletin geleceğini ambargo altına alamazlar. Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye’nin büyüklüğünü anlamayanlar da anlayacak bundan sonra. Bugüne kadar nasıl dik durduysak, bugün de aynı şekilde dik duracağız.”

DEVLET İLE MİLLETİ DE BİRLEŞTİRMELİYİZ

AK PARTİ’nin iktidara geldiği günden bugüne yapılan icraatlara da özetleyen Eray, şöyle konuştu: “İktidar olduğumuz zaman duble yol 6100 km idi. 15 yılda 15 bin km yol yapacağız dedik şu an duble yol 11. bin km’ye ulaştı. 63 yeni üniversite yaptık. Ankara-İstanbul arası hızlı tren seferi başlattık. Ankara-Sivas, Ankara-Konya, Ankara-İzmir arası hızlı trenler sefere başlayacak. Marmaray projesini tamamlanmasına az bir zaman kaldı. Türkiye’nin fiziki olgusunu güzelleştirdik. Ben geçtiğim bir yoldan altı ay sonda tekrar geçince gurur duyuyorum. Ama biz yetmedi diyoruz siz de deyin Pekin ile Londra’yı demiryolu ile birleştirdiniz. Peki şu Türkiye’de devlet ile milleti de birleştirin deyin. Açılımdan kastımız budur. Devlet ile millet bütünleştiği zaman biz de birlikte “Türkiye’yiz” ülküsünü gerçekleştireceğiz. Demokrasi ile hukukun üstünlüğünü inşa edeceğiz. Bu yolda önümüze çıkan engellere aldırmadan yürüyeceğiz.”

HUKUKA BAĞLIYIM DEMEK İÇİN DEMOKRASİYE DE BAĞLI OLMAK GEREKİR

“Biz birlikte yaşamak mecburiyetindeyiz. Bunun için gerekli olan ortamı ve düzeni sağlayacak olan hukuk kurallarıdır. Hukuk üreten zemin ise kamu vicdanıdır. Biz asırlardır birarada yaşayan dili, dini bir olan bir medeniyetin devamıyız” diyen Prof. Dr. Celal Erbay, Adalet Komisyonu Başkanı Mustafa İyimaya’nın "Hukuku yapan olgu tanklar değildir. Hukuk yapma açısından parmaklar daha güçlüdür, çünkü parmaklar vicdanlar doğrultusunda kalkar” sözlerine atıfta bulunduğu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplumsal vicdanın süzgecinden geçen kurallar kargaşayı bertaraf eder, güveni, özgürlüğü ve eşitliği sağlar. Hukuk bir yandan bireyler arası dengeyi kurarken bir yandan birey-toplum arasındaki dengeyi kurar. Hukuk kuralları geneldir, emredicidir, süreklidir. Kimse hukuk kurallarına karşı bağımsızım diyemez. Kimse ben bu kuralı tanımıyorum diyemez. Kimse hukukun üzerinde değildir.”  

Prof. Dr. Erbay konuşmasını, “Türkiye hukuk devleti diyoruz; devlet sadece hukuk koyan bir organize değildir. Hukuka da bağlı olmak zorundadır.”Hukuka bağlıyım demek için demokrasiye de bağlı olmak gerekir. AK PARTİ’nin oluşum nedeni temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıdır. Birine sen muhtar olamazsın dediler o da ‘bu şarkı burada bitmez!” dedi. Kimse temel hak ve özgürlükleri bertaraf edemez.” sözleriyle noktaladı.